“Ve ben işte gülümseyen bir kadın.
Daha sadece otuzunda.
Ve kedi gibi dokuz canlıyım.”
SYLVIA PLATH ( 1932 / 1963 )
1932 yılında Massachusetts’te
doğdu. Plath ilk şiirini 8 yaşında yayımladı.
Üniversite döneminde yüzlerce şiiri olan Plath, çok zeki, üstün yetenekli ve duyarlı olarak tanımlanır. Ancak, dışardan bakıldığında kusursuz görünen yaşamı, sinir krizleriyle kesintiye uğrar.
Bütün şiirlerinde izleri görülen hastalığı, çocukken babasının ölümüyle yaşadığı travmaya bağlanır.
Hayatı boyunca ‘özgür ruhlu bir şair’ olmak ve toplum tarafından inşa edilen kadınlık ve erkeklik rolleriyle mücadele etmek isteyen Plath, anne ve eş olmaya zorlanarak kendine ket vurur.
Plath, 1956’da Ted Hughes’la evlenerek Boston’a yerleşir. Hastalığına ve sanatına iyi geleceği teşvikiyle hamile kalan Plath, eşiyle Londra’ya döner.
İlk çocuklarının doğumundan sonra sorunları su yüzüne çıkan çift boşanmaya karar verir, ancak bir süre sonra yeniden barışarak bir çocuk daha yapmaya karar verirler
1962- 63 kışında Londra’da küçük bir dairede parasızlık ve kötü bir griple mücadele eden Plath, sabahları dört saat çalışarak şiirlerini yazmayı sürdürür.
Bu küçük evin, şair W.Butler Yeats’e ait olduğunu öğrendiğinde yazma isteği daha da şiddetlenen Plath; bunu iyi bir işaret olarak algılar, ama çocuklarını ihmal etmemek için onlar uyurken yazmayı seçer.
Derinliği artan son şiirlerinde ölüm isteği de daha çekici bir hal almaya başlar ve sinir krizleri baş gösterir. Bu yalnızlık döneminde eşi Ted Hughes ise, kendi kariyeriyle meşguldür ve şairi aldatır.
Başlangıçta birlikte yazan ve sıkça seyahat eden çift şimdi, birbirleriyle mücadelece edecekleri bağımsız bir edebi kariyer uğruna yıpratıcı bir ilişkiye girer.
Bu tavır özellikle, Plath’in trajik intihar sürecinin başlangıcı olur.
Sylvia, gününe her zaman ki günlerden biriymiş gibi başlar. Belki de her zaman ki intihar denemelerinden birini gerçekleştirme planı yaparak… İkinci kattaki çocuklarının kurabiye ve sütlerini hazırlar odalarına koyar. Sonrasında odalarını kapatarak dikkatlice kapının aralıklarını bantlar. Aşağı iner ve fırının gazını açarak kafasını fırından içeri sokar…
Güzel ve dikkat çeken akıcı bir çalışma olmuş umarım böyle devam edersiniz.
YanıtlaSilOkurken gözlerimin önünde sahnelendi hayatı...Çok başarılı👏👏
YanıtlaSil